Saçlarımda hüznüm, ellerimde çatlamış günlerimin yorgunluğu… Boğazımdaki kördüğümü saran umuttan bir kozaydı ufkumda gördüğüm kırlangıçların kanatları… Gözlerim yollardayken aklımda şarkılar vardı… Neyin sesi perdelerimde uçuşur, dudaklarımdaki tomurcuklarda renklenen gün batımı, mahalle kahvesinden yükselen tazecik çay kokusuyla içime işler, beni kucaklardı. Ayak bileklerimde esen meltemin mentollü tadı, doğan aya doğru yönelerek gözlerime ilişirdi.
Sonra bir gün, biraz şarap, biraz kara incir, biraz şeftali ve satırlar dolusu benlik oldu güneşin küskünlükleri bana… Ve işte o akşam, pencerede, bir damla yağmur vardı… Bu koskoca evrende, gelip de bana dokunduğun gibi…
Sevgili Murat Nergiz'e kucak dolusu sevgilerimle...