14 Nisan 2019 Pazar

‘‘Ben de kardes istiyorum! :( ’’

5 yasima kadar tek cocuktum. Kendi kendime oyunlar icat ederdim. Gezmeye gitmeyi cok sevdigim icin gezmeye giderken sanki eve gidiyormus gibi dusunup eve donerken de sanki gezmeye gidiyormus gibi yapardim ve dolayisiyla hep mutlu olurdum! O gezmeler, sanki hic bitmezdi benim icin!

Aksamlari ev gezmesine gittigimiz zamanlarda hep mutfakta donenleri merak ettigim icin gittigimiz evin kapisindan iceri girer girmez birden susardim! :) :) Plan suydu: Mutfakta su icerken sooooooyle bir masanin ustune bakip ikram menusunu ogrenmek. (Kucuk cocuklar, misafirlikte sularini filan ev sahibesi teyze esliginde mutfaktan kendileri alirlar, buyukler ayaklarina getirmezler ve hatta ikramlarda ev sahibesi teyzelere hep yardim edilir.) Annemin hep mahcup oldugunu soyledigi ve bana aslinda kizdigi bu plan kusursuz islerdi cunku annem tembihlese de ben hep susardim (!) ki ev sahibesi teyze 'ay Mujgan'cigim, olsun n'olacak canim, kucuk o daha susamistir, a aaaaa! ilahi!' seklinde ekmegime yag surerdi! :) :) :)





Sonra gece ilerler, eve donulecegi zaman eger evde iki kardes olan arkadaslarim varsa eve girince de senfonik olarak devam etmek uzere aglardim. Cok net hatirliyorum; cunku hep yalniz hissederdim gezme donuslerinde. Arkadaslarim kardesleri oldugu icin benimkinden daha guzel uyurlardi ve kesinlikle benden daha guzel bir hayatlari vardi. Bense yapayalnizdim. Oyun oynayacak, oyuncaklarimi paylasacagim, sarilip opecegim, beraber uyuyacagim, yemek yiyecegim, o kooooooooskocaman dunyada kucucuk halimle elinden tutup kendimi guvende hissedecegim bir kardesim yoktu! Ay Tanri'm, bu nasil bir cehennemdi!? Tepine tepine agladigim tek konu bu olmustur kucuklugumde. Hickira hickira aglardim.






Bu sekilde sistematik cabalarim, birkac yilda sonuc verdi! Anaaaaa kucagimda bir kiz kardesim vardi artik yaaaa! Yasasiiiiin, ama sanki biraz kucuk muydu, neydi? Offff bir de buyusun diye bekle, dur! Bu sefer de 'ne zaman buyuyecek bu kardes?', 'kac yil sonra beraber oynayabilecegiz?', 'kac ay sonra konusabilecegiz?' diye sabirsizlaniyordum. Ayyy resmen memnuniyetsizdim; cunku bir turlu buyumuyordu. :( :(




Bir sure sonra benim uzerimdeki ilginin ona kaymasi, onu kiskanmaya baslamama neden olmustu. Yahu adam konusamiyo, bin tane derdi var, e normal olarak insanlar pervane etrafinda! :) :) :)

Yillar gecti... Simdi kocaman iki insan olduk.



Bu satirlari yazarken gozyaslarimi tutamiyorum. Iyi ki yillarca o arkadaslarimin kardesleri yuzunden oyle mutsuz olmusum da tepine tepine aglamisim ve iyi ki annemle babam bir cocuklari daha olmasina karar verip seni bana hediye etmisler... Seni o kadar cok seviyorum ki anlatamam... Anlatamiyorum da zaten; birakayim daginik kalsin bari! :)

Ezgi Ozum

Galata, 13 Nisan 2019

9 Nisan 2019 Salı

Uyuyan Dev



Elektrik direklerinin, reklam panolarinin, park etmis veya yoldan gecen araclarin yerli yersiz tacizinden saklanmayi basarabilmis, ozetle aslinda insanligin tum saygisizligina ragmen bakir kalabilmis noktalari hala bulabiliyoruz etrafta!






Bu, umut ve huzun verici karma karisik duygularima olanca gorkemiyle eslik eden, adeta bulutlari yonlendiren uyuyan bir devdi Suleymaniye. Ona bakmak icin yolumu degistirdim; gormek zorundaymisim gibiydi. Sacimi oksadi sefkatle, yuzume ilistirdigi gulumsemeyle beni yoluma ugurladi.

Tum hayirlara vesile olacakmis gibiydi...

Galata, 9 Nisan 2019

15 Ocak 2019 Salı

Oteden Beri

Telefonum caldi. Arayan uzun yillardir arkadasligimi surdurdugum canimin ici, kadim dostum U idi.

Bu sekilde baslayip bircok sekilde surdurebilecegim bir yazi bu... Ne kadar cok sey paylastik seninle... Ne menem zorluklari uzaktan uzaga ama ta kalbimizin icinde beraber atlattik. Bir turlu fikrine dahi alisamadigin hayatini ne guzel surduruyorsun su aralar...

Sesinde bir tedirginlik duymak beni cok endiselendiriyor. O anda yaninda olup sana bir cozum uretmek ve seni rahatlatmak istiyorum. Hayat, sinavlari zor yapiyor bazen. Uzaksin, uzagim, ama kalbimin en guzel koselerinden birindesin her zaman.

Aklima dustugun zaman icimi bir ev sicakligi kapliyor... Her gelisimde bana yaptigin izzet-i ikram, magrur durusunun altindaki o naif gulec kizin merakli bakislari beni soguklugunun tum gayretiyle yakarcasina bir ictenlikle kucakliyor. Hicbir zaman sahte olmadigin icin, hatalarimla beni kabul edip bana dogrulari naksettigin icin, elinde olani veya olmayani benimle hep paylasmaya calistigin icin, hastaligimda, sagligimda, iyi gunumde, kotu gunumde, gulusumle, gozyasi dokusumle, ofkemle, merhametimle beni sevdigin ve hayatinda bana sana yaptigim hatada dahi hatri sayilir bir yer actigin icin seni seviyorum. Beni tam olarak ve her seyimle kabul edip yasatan birkac kisiden birisin.

Her zaman dualarimda, hep aklimda ve mutlaka gorulmesi gerekenlerim listesindesin. Yanginda ilk kurtarilacak, tasinan 'kirilacak!' kolilerimdensin.

Aralik 2010'da bana gonderdigin koliden bunlar ciktiginda, burnumun diregi sizlamisti. Kendimi tutamamis aglayivermistim...
Tanri'dan dilerim ki seni merhametiyle kutsasin. Tum hayatini ve yollarini en sevdigin ciceklerle donatsin.

Ihtiyacin oldugunda da, olmadiginda da ben buradayim. Mesafe bir algilayistir. Benim hep en yakinimdasin.

Dostlugumuzun sonsuz isiklarda yikanmasi dileklerimle...

Iyi ki varsin...

Koyu dostlugumuzun 15. yili serefine minnetle...

Galata, 15 Ocak 2019

6 Ocak 2019 Pazar

Donusmek

Konusmak, kendimizi ifade edebilmenin en tatmin edici ve en dogrudan yollarindan biri. Yalniz bazen bu sekilde kendimizi asla ifade edemiyoruz:

Insan manzaralarini izlerken, hic bilmedigim bir yerde ilk bulundugum anda etrafi algilamaya basladigimda, kis kokusunu icime cektigimde tum ruhumu kapladigi hissi icimde demlendiginde, aksam isten evime donerken bir ara sokakta yurudugum sirada duydugum kahkahalar ve gulusmeler nedeniyle yuzume oturan gulumsemenin izini, doganin saf bir parcasina dokunma duyumla ulasip onu algiladigim anda yasadigim huzur yayilimini sozcuklere doldurabilmenin bir yolunu bulamiyorum ornegin...

Cok sevdigim birinin basina hicbir care yaratamadigim bir durum gelince, benim sonunu gorebildigim bir seyi birileri yasarken uyarmak isteyip de uyarsam da fayda etmeyecegi hissiyle sessizligimi giyindigimdeki duygularimi sozlerle ifade edebilecek yetenekler bana yuklenmemis... Boyle durumlarda algilari daha cok uyandirip  duyumuzu daha etkin sekilde ortaklasa calistirarak hayata disaridan bakmayi denemek en iyisidir.


Deniz kenarindayken konusmanizin hicbir hukmu yoktur cunku dokunma duyunuz ve koku alma duyunuz gorme duyunuzla isitme duyunuzu korukler. Dalgalari ayak bileklerinizde, kum tanelerini parmak aralarinizda hissetmiyorsaniz hicbir anlami yoktur gercek anlamda. Havanin isisiyla bu yasantinin hicbir anlami yok cunku doga, hava sogukken de ayni dogadir, hava isindiginda da ayni dogadir. Soyledigim gibi, algi alaninizi ve konuyu genisleterek baktiginizda tam manaya kavusturabilirsiniz her seyi.


Tam olarak anlayamadigim bir sey de insanlarin dogaya karsi apansiz direnisleri! Ne kadar buyuk bir zitlik, ne kadar yersiz bir caba bu! Varolus kaynagini hice saymaya calismak, komik bir curetkarlik hali... Parcasi oldugumuz doga bize neden zarar versin? Sadece sunu akilda tutmak ve daima hatirlamak lazim: Eger dogaya zarar verecek sekilde bir tavir varsa dogadan gelecek kisas kacinilmazdir. Bire bir karmayi yasatan tek sey dogadir sanirim...


Sehir hayatiyla bozdugumuz vahsi dengelerimizi, sanki doga zedeliyormus gibi davraniyoruz ve cok komik oluyoruz! Sogukta kat kat giyinerek sicak mi kalacak bedenlerimiz?? Sacmalamayin! Kan ter icinde yaz sicaginda neredeyse ciplak kalinca ferahlayacak misiniz?? Hadi ordan! Insan zihni sizin hic de farkina varamadiginiz kadar tehlike ve enerjilerle yuklu. Olmak istediginiz seyle mesgul ederseniz zihninizi o hale gelirsiniz. Yalniz tehlike dedigim kisim gibi, eger farkinda bile olmadan olmasini istemediklerinizle de mesgul etmis olabilirsiniz o zihninizi ve sular bulandiginda sakin sasirmayin bu duruma cunku o rengi cagiran sizsiniz!


Belki hayat tumden gelinerek yasanmasi gereken bir surectir. Tumevarimla mutlu olan kimseyi gormedim ben... Hep parcalari yerine oturtmaya calisan telasli insanlar, paylarina dusen acilarla cebellesmek icin siralarini bekliyorlar. Ne sacma! Oysa icinde oldugun seyin disindan o ic olusuma baktigin zaman orada sihirli ve kucuk mutluluklar bulabiliyorsun! Hicbir sey istedigin gibi gitmiyor gibi gelebilir, cunku bu hayatta tek varlik gosteren sen degilsin ama secim hakkin var. Senin hayatinin en merkezindeki sey senin secim hakkin.

Simdi:
Alt kattaki komsunun evinden gelen balik kokusundan rahatsiz olup homurdanabilirsin ya da balikla ilgili hatiralarini karistirip aslinda bunu kendi mutluluk kaynagina donusturebilirsin. Eger yapabiliyorsan kokuyu tahliye edebilirsin de. Kendini germek, yapilacak en aptalca sey! :)

Sorman gereken soru su:
Sorun uretmekle omur gecirmek mi, cozum ureterek katma deger yaratilan bir deneyimler haritasi cikarmak mi?

Galata, 6 Ocak 2019