Agaca cikip meyve koparirsin; sapi elinde kalir, meyve agacta ve uzanamazsin, boyun yetmez ki... O bosluk dolmuyor iste; cunku o meyvenin tadi baskaydi ve hicbir zaman o tadi alamazsin diger kopardigindan... Hepsi kendine has tat ve kokuya sahip cunku... Aslinda orda sana doga anlatmaya calismis sonraki olacaklari ama iste cocuk halinle guvenmek istiyorsun saga sola... :)
Ailene guvenip hayatinin yonunu degistirirsin ve/fakat verilen sozler tutulmadiginda da onun copu kalir elinde. O boslugu da dolduramaz hicbir sey...
12 telli klasik gitar dersi alacagin soylenip hicbir mazeret belirtilmeksizin o sozun buyuk, iri bosluguyla basbasa kaldigin zaman artik verilecek sozlere guvenin de kalmiyor, yasin istedigi kadar 8 olsun... Bu bosluk tarifsiz acir...
Birine guvenip kalbini tutarsin; her sey o kadar farkli hale gelir ki, erdemlerin seni istenmeyen hale getirir. Oysa tum kusurlariyla ve sana tum uyumsuzluguna/uygunsuzluguna ragmen "ragmen" bir sevdadir ve makasi urgana dayadiginda kendi basina, isiksiz kavsakta kalakalirsin, karsiya gecmek icin kipirdayamazsin da. O bosluk da dolmuyor...
Hayallerin olur, tek istegin o topa daha cok dokunmaktir; biri cikar, sana secim yaptirir topmuymus okulmuymus! Yas 16! Biri: Baba formu! O boslugun yaralari asla sarilmaz; cunku belki de tek varlik nedeniydi ve yok oldu... Iste oyle bir sey... Tum omrunu kendini arayip bulamayarak ya da her buldugunu sandiginda kocaman kuyulara duserek gecirirsin. Cikis yolun kabullenistir ama kabullenisin bile bir kocaman bosluga donusur...
Bir ise baslarsin; artik sondur o, olene kadar orada olacaksindir. O kadar heyecanlisindir, fazla fazla calisasin olur. Hollandali yoneticin gider, hayallerin yikilir; cunku Turk yoneticiler, dalkavuk isterler, dedikodu isterler, erk yurutmek isterler, sisteme gore degil bireye gore hareket et, ellerini ovustur isterler, isi yurutmezler. Oradaki o bosluk, Turk zihniyetine sahip olmayan ve/fakat Turkiye'de dogmus ve buyumus biri icin hicbir zaman karsilanamayacaktir...
Cocukluk hayalindir; tuhaf isaretlerle karsina cikar. Ilginc bir kendini gerceklestirme hissi olusur ama gel gor ki Napolyon'un insanliga armagani acgozluluk vesilesi yuzunden en kritik donemecte onulmaz bir bosluga gark olursun, ki derin yaradir artik kosesinde...
Dogsun diye 5 sene aglamissindir; dogar, bin turlu hayal kurarsin buyuse de oynasam, beni anlayabilse diye. Buyur, gezegenimiz gibi sogur da sogur! En ihtiyacin olan zamanlarda, "arkadasim sevgilisinden ayrildi; bana ihtiyaci var, yaninda olmaliyim." deyip sen onu ziyarete gitmisken cekip gider ama aile yemegi yenecek yerde yer ayirtirken sigaraya alerjin oldugunu goz onune almadigi gibi, yer degistirmek icin konustugunda ve cozdugunde bu durumdan utancini belirtir. Sen ona bunu onun basta rezervasyon yaparken belirtilmesi gereken bir ayrinti oldugunu soylediginde "onu hatirlayamicam valla" deyip seni duvara toslatir. Boyle bir boslugun acisini pek betimlemek olasi degil a dostlar...
Gun gelir "Ulan bu ulke beni tukuruyor; gideyim o zaman bari..." der ceker gidersin bir gemiye binip. Tam buldugunu sanarken aslinda hic de bulamadigin kocaman bir para harcatma sistemine cekilen kucucuk cocuklari ve ailelerini gorup daha ilk gun ait olmadigin o yerde en azindan 1 sene disini sikmaya karar verirsin ki ulkendeki etiket meraklilarinin burnuna sokacagin bir yurt disi yasantin olsun! Yersiz yurtsuzluk boslugu fecaattir; dusmanimi sakinsin...
Hayatin artan bosluklardan ibaret oldugunu ve hicbirinin dolmamasi gerektigini, dolduruldukca/doldurulmaya calisildikca buyuk buyuk acilarin kaynastigini, kaybolan puzzle parcalari gibi yok olanlarin ardindan onune bakip bosluklari cansiz hale getirip oldurmek gerektigini anliyorum sanirim artik...
En sevdigim bosluk, yazi yazarkenki uzun cubuk seklinde olan, nam-i diger "space" :)))) Nefes aliyorsun, sarjor dolduruyorsun, ivme kazaniyorsun, umutlaniyorsun, atiliyorsun, mutlaniyorsun, heyecanlaniyorsun... Hayatta onem verilmesi gereken baska da bosluk yok zaten. Sizi temin ederim. <3 ^^
Bostanli, 5 Eylul 2021