Sana seslenince masadakiler, başımı sol tarafa çevirdiğimde gördüm seni. Sonra takdim üzerine, elini bana doğru uzatıp hafifçe gülümsedin belli belirsiz; tokalaştık. Usulca solumdaki sandalyeyi çekip oturuverdin. Masadaki konuşanları izliyordun, rakını yudumlarken. Bir ya da iki de sigara tüttürdün bir ara. Sanki bir şeyler anlatacak ya da söze katılacak oluyordun bazen. Normaldeki duruşunla o kadar karışıyordu ki bu izlenimim, konuşacak mısın susarak dinlemeyi sürdürecek misin anlayamıyordum bazen.
Farklı gelmiştin gözüme; topuz bir erkek saçı (bilmiyorsun bunu aslında ama ben erkekte öyle topuz çok severim; farklı çünkü.) , kucakta birleşmiş eller, tebessümsü bir duruş, sanki her an bir şey anlatacakmış gibi bir ifade, marur ve onurlu bir ruh... Çok istemiştim seninle sohbet etmeyi ama o kadar kararlı bir sessizdin ki bölemedim suskun sesini... Merak etmiştim seni; söyleyeceklerini, söyleyemediklerini, söylemediklerini...
Alçakgönlünle oturdun sol yanımda, tüm gece... Çok tatlıydın, sol yanımda, öylece...