Bir damla su gibi damladı kavrulmuş tenimin çatlamış ruh odalarına... Gözleri, bir samurayın onuruyla parlıyordu uzun ve kıvrılmış kirpiklerinin arasında. Bana bakarken o kadar hayranlık dolu bir sessizliğe bürünüyordu ki, utancımdan gözlerine bakamadım hiç. Dudaklarının titreyişinde takılı kaldım, onun bende kaldığınca... Her dokunuşunda sanki birkaç kez dokunuyordu gerdanıma, her öpüşte daha çok susuyorduk; ne kadar sevişsek de zaten bakışınca hep susuyorduk... En son saçlarının kıvırlarını öperim hep, avcunun kadifesinden sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder