24 Ağustos 2013 Cumartesi

Buram buram Kınalıada...

Ada kokusunun karanlığında, cırcır böceği ilahileri udun teline büklüm büklüm sarmaşan akordeonun sırma sesinden hallice okşuyor genzimi... Şehrin çetin gürültüsünden yükselen sahici, acılı bir meydan okuyuş, ipek dalgaların canını yakıyor bir sevda celladı misali...


Kirpiklerimde ufkun buğulu tadı, gelmez beklenen yolcu ırak umutlardan... Ah Goran... Ada, deniz, ışıkları şehrin ve dumanlı başıma yastık dizlerin var bir tek eksik burada sevgilim...

Bilinenin bilinmeyene özlemi, sızıdır yalnız bir kadın gerdanında...









Uçsuz ruhunda şehir sonlu mavinin, yastıktan iyot kokusu ve kuş sesleriyle sendeleyip ayağa kalkıyor yoğrulmuş kırgın boyun... Gözler alabildiğine mavi, ciğerler dolabildiğine deniz ve ruh olabildiğine huzur şimdi nazenin yalnızlığında yorgun hayatların...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder