
Tam gülerken...
Elinde uçan balonun...
Yerler de kaygan; yeni yağmış kar, kayıyor pabuçların... Giymişsin köseleleri karın yağdığını göre göre...
Ritmi bozuk kalbinin besteleri, bu rubato düzenden ne notalar ne şaheserler yarattı...
Gözlerini kapatıp bıraktın mı kendini...
En sert beton kaldırımdasın anında...
Tek başına ayakta kalmalısın çünkü...
Tanrı istese, göbek kordonun sapan formunda olurdu ve diğer ucunda da mutlaka başka biri olurdu...
Kendi kendine enerjiyi tüketip
En baştan başlayamayacak hale getirmek,
Pervaza konan küçük kuşlar uyandırmalı aslında,
Beynimde şimşekleri çakmalı...
Hepsi sürüye dahiller ama hepsi tekler,
Herkesin kendi hayatı, hepsinin kendi doyum savaşı...
Merkezkaçı kaçırdın mı,
Kantarın topuzunu uçurdun mu,
Bir başka anahtarı denedin mi,
Ayvayı yedin!
Bunca zaman güçlenmiş bileğindeki gücü,
Tökezlediğinde dengeni sağlamak için kullanmazsan
O gücün ağırlığıyla taş kesilmiş masal kahramanı gibi sonsuza dek yokolacaksın!
Tam son lokmanı ağzına atıp keyifle çiğnediğin anda
Hayatın yüzüne attığı şamarın acısını,
Önündeki bardaktan içerek geçireceksin,
İnce ince dolmuş, döktüğün alın terinle...
Bileceksin ki,
İyileşmek dönüşlü ve işteş bir eylemdir;
İyi eden de sensindir, iyi olan da...
25 Şubat 2013